Osmanlı Toplum ve Devlet Yapısında Değişme/ Prof. Dr. Sâmi Şener: Anadolu Ay Yayınları, 2022
Osmanlı’da Siyasi Çözülme, ilk baskısının ardından bazı
konuların yeniden tartışılmasını gündeme getirmesi bakımın-
dan belirli bir görevi yerine getirmiştir. Özellikle son yıllarda
Osmanlı’nın yeniden çeşitli yönleriyle ele alınması, bazı yeni
kitapların piyasaya çıkmasına ve ilgi görmesine sebep olmuş-
tur. Bu konuda kitabın piyasa satışında önemli bir hareket
görülmemesine karşılık şahsımın çağrıldığı özel sohbet ve
konferanslarda karşılaşmış olduğum ilgi, beni mesele üzerin-
de özellikle üniversite kesimleri ile araştırmacıların eseri ciddi olarak benimsedikleri kanaatine sevk etmiştir. Hatta konu
üzerinde öylesi sorular yöneltilmiştir ki bu soruları meslekten
bir tarihçi olmamam dolayısıyla başkalarına havale etmek istemiş ve bu konuda da çok az insan bulabilmişimdir. Buradan
yola çıkarak “Osmanlı’nın yerli ve bu toplumun insanı olarak
köktü bir biçimde ele alınması gereği kendisini fazlasıyla hissettirmekledir” diyebilirim.
Çeşitli sohbet ve konuşmalarda, hatta inceleme yazılarıyla
yeni çıkan birkaç kitapta gördüğüm bazı eksiklikleri açıkla-
mak isterim: Osmanlı konusundaki kanaatler, maalesef belirli
“peşin hükümler”den yola çıkılarak yapılmaktadır. Yani ya
onu reddetmek ve belirli sistem kalıpları içerisine hapsetmek
veya onu her şeyiyle benimsemek şeklinde bir eğilim bulun-
maktadır. Osmanlı’yı her şeyiyle benimsemek isteyenlerin sa-
yısı son derece azdır ve belirli bir “etki-tepki” olayından kay-
naklanmaktadır. Fakat Osmanlı’yı reddetme olayı, son derece
10 | Prof. Dr. Sâmi Şener
geniş bir zümre tarafından benimsenmektedir. Bunun sebebi,
Batı’ya benzeme kaygısıyla, Osmanlı’nın Batı dışı bir medeni-
yete ait olmasının ve dolayısıyla Batı düşüncesine karşı olmasının getirdiği kaygıdır.
Osmanlı’yı Cumhuriyet rejiminin bekası ve haklılığı için
reddeden bir akımın varlığı öteden beri bilinmektedir. Fakat
bu akım içerisinde olan bazı ciddi araştırmacılar bile ortaya
koydukları bilgilerle Osmanlı’nın yüceliğini sergilemektedir-
ler. Öte yanda, Osmanlı toplum yapısını Marksist yaklaşımlar
içerisinde ele alanlar, Osmanlı sistemindeki ekonomik faktör-
leri ön plana çıkarmak suretiyle bu büyük kültür ve medeni-
yeti, materyalist değerlere ve sınıf mücadelelerine oturtmak
düşüncesindedirler. Fakat konuyla ilgilenenler pekâlâ bilmektedirler ki bu tez de tutarlı temellere oturmamaktadır.
Bir üçüncü ve oldukça şaşırtıcı reddiye ise kendilerini İslamcı çerçeve içerisinde gören ve Şii kaynaklara dayalı olarak Osmanlı sistemini kıyasıya tahlil edenlerden gelmektedir.
Bu kesim, Osmanlı’yı şeriat ölçüleri içerisinde ele alıp onun
varlığını saltanat ve zulme dayalı bir yönetim olarak göster-
mek çabası içerisinde görünmektedirler. Bu değerlendirmelerde İran Şahı, Şah İsmail dönemindeki Rafızi-Şii akımlarının
önemli tesiri olmakla birlikte bazı Şii yazarların açıklamaktan
çekinmediği “ehlisünnet ve Şia farklılığı” tarihi kavgasının
da rolü bulunmaktadır. Bu tür eserlerde geçmişten gelen sert
ve keskin bir siyasi kızgınlığın izleri görülmektedir. Aynı za-
manda bu tip kaynaklardaki Osmanlı düşmanlığı, çoğunluk-
la laik ve Marksist yazarların görüşlerinden hareket edilerek
yapılmaktadır.
Osmanlı’nın hukuki ve siyasi sistem olarak en belirgin kay-
nağı İslam’dır. Bu böyle olmasına karşılık çeşitli dönemlerde
padişah veya diğer devlet adamlarının etkisiyle bu sistemin
bazı prensipleri ihlâl edilmiştir veya Osmanlı sistemi kuruluş
olarak İslam’ın arzu ettiği müesseseleri tamamen yerine getirememiş olması gibi bir sebep gösterilebilir. Bütün bunlara
Osmanlı Toplum ve Devlet Yapısında Değişme | 11
rağmen Osmanlı Devleti’nin en çok İslami, siyasi ve toplum-
sal sisteme yakın olduğunu söylemek yanlış değildir. Buna
rağmen bazı kendilerini İslamcı kabul edenlerin Osmanlı’ya
haksızlık etmelerinin temelinde bilgi eksikliği ve araştırma
derinliğinin olmayışını söylemek mümkündür.
Bu çalışmada Osmanlı Hükümeti’nin fonksiyonlarını ve
işleyişini kısaca ele alıp hükümet kavramındaki değişmeyi ve
bu konu ile ilgili görüşlerin çerçevesi altında birtakım sebeplere bağlamaya çalıştım.
Osmanlı devlet yapısı ve siyasi değişmelerle ilgili enteresan bilgiler veren Netaic-ü’l Vukuat adlı kitaptan önemli dip-
notları vermek ve hatta çalışmanın değişme bölümünde bu
kitaptaki bilgi ve tahlillere ağırlık vermeye çalıştım.
Aslında tarihi bir eser olan Netaic-ü’l Vukuat, isminden de
anlaşılacağı gibi “olmuş vakaların meydana getirdiği neticeler”le devlet ve hükümet teşkilatlarının fonksiyonlarındaki
değişmelere işaret etmektedir. Bu özelliğiyle sosyolojik bir
çalışma niteliğindedir.
Eserde görüldüğü gibi siyasi, mali ve askeri sistemler ve
düzenlenmiş sistem ve örflerde devamlı değişikliklerin olduğu söylenerek esas maksadın bunların araştırılması olduğu
belirtilmiştir.
Bu çalışmamda bir tarihçi gibi olayların ilk kaynaklarına
yani belgelere girme imkânını yeterince bulamadım. Çünkü
çalışma, sosyal ve siyasi değişimin sosyolojik açıdan tahlilini
gerektiriyordu. Buna rağmen bazı temel Osmanlıca kaynak-
lardan istifade etmiş olmam, önemli yanlışlara düşmememe
sebep olmuştur. Ayrıca siyasi değişim gibi uzun bir dönemi
konu alan bu araştırma, ister istemez bazı konularda derinle-
mesine kaynak taraması yapmayı gerektirmemiştir.
Eserin ikinci baskısında, bu konuda farkına varabildiğim
yeni kaynaklara göz gezdirerek bazı ekleme ve yorumlama-
larda bulundum. Şüphesiz eserde eksikler yine bulunacaktır.
12 | Prof. Dr. Sâmi Şener
Fakat şu hususu rahatlıkla söyleyebilirim ki önceki dönemlerde önemli hizmetlerde bulunmuş Osmanlı’yı gereksiz
yükseltmelerden ve haksız eleştirilerden uzakta kalarak bir
araştırma yaptığıma inanıyorum. Eser, bu konuda ilerleyecek
olanlara yeni bazı ipuçları verebilirse kendimi mutlu sayaca-
ğım.
Kitabın birinci ve ikinci baskısı oldukça ilgi görmüş, çok
sayıda kitap ve ilmi çalışmada kaynak olarak kullanılmıştır.
Aradan geçen uzun zaman sonra kitabın yeni baskısına “Os-
manlı Toplum Yapısı” bölümü eklenerek konuya bir bütün-
lük sağlanmak istenmiştir. Osmanlı toplum yapısı, günümüz
dünyasında hâlâ önemli ve örnek bir medeniyet olarak var-
lığını muhafaza etmektedir. Aynı zamanda Türkiye’nin ge-
lecek perspektifine ulaşma konusunda da Osmanlı tecrübesi
önemli bilgi ve tecrübeler sağlayacak özelliklere sahiptir.